Ahit, Akit ve Misak Olarak Nikah/Diyanet yayınlamıştır.Evliliğin bir sözleşme olduğunu akit e uymamız ve sadık olunması gerektiği
İLİ
: GENEL
TARİH : 03.02.2017
AHİT, AKİT VE MİSAK OLARAK NİKÂH
Aziz Müminler!
Yüce Rabbimiz, okuduğum âyet-i kerimede şöyle
buyuruyor: “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini
yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan rabbinize itaatsizlikten
sakının. Adını anarak birbirinizden dilek ve istekte bulunduğunuz Allah’a
saygısızlıktan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz
Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Müminlerin
iman bakımından en olgun olanları, ahlâkı en güzel olanlarıdır. Sizin en
hayırlılarınız da eşine karşı en iyi davrananlarınızdır.”[2]
Kardeşlerim!
Yüce Rabbimiz,
Nisâ Sûresi’nde وَاَخَذْنَ مِنْكُمْ م۪يثَاقًا غَل۪يظًا buyurmuştur.
Yani eşlerin, yuva kurarken nikâh akdinde birbirlerine verdikleri söze “misak”
adını vermiştir. Misak, öylesine önemli, öylesine sorumluluğu ağır olan bir
kavramdır ki; Rabbimiz, kendisine verdiğimiz kulluk sözümüze “misak” demiştir. Peygamberlerin,
insanları hidayete çağırma ve onlara rehberlik etme konusunda kendisine verdikleri
söze de “misak” adını vermiştir.
Aziz
Kardeşlerim!
Nikâh, sadece
iki bedeni bir araya getiren şekilsel bir ritüel değildir. Nikâh, eşlerin Yüce
Allah’ın adını şahit tutarak bir ömrü paylaşmak üzere birbirlerine verdikleri
sözdür. Nikâh, hem bir ahid, hem bir akit, hem bir misaktır. Ahit ve muahede,
yani sözleşme olması itibariyle nikâh bize ahlâkî bir sorumluluk yükler. Akit
olması itibariyle nikâh, bizi hukuki sorumluluk altına sokar. Misak olması
itibariyle de nikâh, eşlerin sadece birbirlerine değil, aynı zamanda Allah’a
söz verdiklerini ve sorumlu olduklarını hatırlatır.
Kardeşlerim!
Nikâhtaki misak üzere kurulan aile yuvasının temeli
sadakate dayanır. Aile olmak, iyi günde, kötü günde, varlıkta ve yoklukta eşlerin
birbirlerine sadık kalmalarını gerektirir. Birbirlerinin hak ve hukukuna sahip
çıkmalarını icap ettirir.
Ailenin temelinde emanet bilincine sahip olmak
vardır. Zira eşler, birbirine Allah’ın emanetidirler. Onlar, nikâhta
birbirlerine söz verirlerken aslında emanetini koruyacaklarına dair Allah’a söz
verirler. Kendisi gibi mükerrem bir varlık olan eşinin gönlünü incitmeyeceğini,
haysiyetini zedelemeyeceğini, Allah’ın emanetine asla ihanet etmeyeceğini dile
getirirler.
وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ
مَوَدَّةً وَرَحْمَةًۜ âyetinde belirtildiği üzere ailenin
temelinde sevgi ve rahmet vardır. Zira bu güzelliklerle tezyin edilen bir aile,
Allah’ın rahmetiyle kuşatılır. Fertleri için adeta bir cennete dönüşür.
Kardeşlerim!
Üzülerek belirtmek gerekir ki; sadakat ve
muhabbetle cennete dönüştürülmesi gereken nice aileler, sorumsuzca, şuursuzca
adeta bir azap diyarına dönüştürülebilmektedir. Kimi eşler, vebali çok ağır
olan misaklarına riayet etme erdemini zamanla yitirebilmektedir. Kimileri, emanete
sahip çıkma ahlakından zamanla yoksun kalabilmektedir. Ahitler verilerek, yeminler
edilerek kurulan nice aileler sadakatsizlik, sevgisizlik, merhametsizlik
girdabında savrulabilmektedir. Oysa mümin, sevgi, şefkat ve merhameti kendisine
şiar edinen kişidir. Oysa mümin, Yüce Kitabımızın ifadesiyleوَالَّذ۪ينَ هُمْ
لِاَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَۙ yani ahitlerini asla bozmayan, emanetlerine kesinlikle ihanet etmeyen
kimsedir.[3]
Aziz Kardeşlerim!
Aile kurumunun günümüzde nice tehlikelere maruz kaldığı
bir gerçektir. Özellikle bazı yayınlarda aile mahremiyetinin çiğnenmesi ve nikâhsız
birlikteliklerin adeta özendirilmesi, aile anlayışı ve yaşantımızda büyük tahriplere
yol açmaktadır. Evlendirme adı altında yapılan kimi programlarda ise aileye
yönelik değerlerin istismar edilmesi ve ayaklar altına alınmasıyla aile
müessesesi itibarsızlaştırılmaktadır. Diğer yandan ihanet, aldatma, şiddet gibi
sebeplerden dolayı işlenen cinayetlerin, kararan hayatların, dağılan yuvaların,
tükenen umutların sayısı azımsanamayacak kadar çoktur.
En üzücü olanı ise bu olumsuzlukların neden olduğu
mağduriyetten en fazla masum çocukların ve kadınların etkilenmesidir. Örneğin 2015 yılında ülkemizde
602.982 çift evlenirken, 131.830 çift boşanmıştır. Bu boşanmalar neticesinde
109.978 çocuk, anne şefkatinden, baba merhametinden mahrum bırakılmıştır.
Kardeşlerim!
Ailede sadakat
ve meveddeti temel şiar kabul eden bir dinin müminleri için bu sayılar ürkütücü
boyutlardadır. Öyleyse geliniz.
Rabbimizin büyük bir nimeti olan huzur ve muhabbet ocağımız ailelerimize sahip
çıkalım. Emanetlerimizi koruyalım. Eşlerimizi ve çocuklarımızı göz aydınlığımız
kılalım. Ve bu mübarek Cuma vaktinde yuvalarımızı kurarken yaptığımız dua ile Rabbimize
hep birlikte şöyle niyazda bulunalım:
Allah’ım! Ailelerimize sevgi, saygı, sadakat, esenlik
ve bereket ihsan eyle! Ailelerimizi ülfet, muhabbet ve bağlılık duygularıyla
kaynaştır. Yuvalarımıza nefret, fitne, ihanet ve ayrılığın girmesine izin
verme. Bizlere Hz. Âdem ile Havva, Peygamber Efendimiz (s.a.s) ile Hatice
validemiz, Hz. Ali ile Fâtıma Annemiz arasındaki huzur ve mutluluğu ihsan eyle!
Yorumlar
Yorum Gönder